Terör örgütü PKK, İmralı'daki Abdullah Öcalan'ın çağrısı ve kendini feshetme kararının ardından sembolik silah bırakma töreni düzenledi. (Foto: Depo Photos)

Terör örgütü PKK'dan silah bırakma töreni

Terör örgütü PKK, İmralı'daki Abdullah Öcalan'ın çağrısı ve kendini feshetme kararının ardından sembolik silah bırakma töreni düzenledi. 

Irak'ın Kürt Bölgesel Yönetimi kontrolündeki Süleymaniye yakınlarındaki bir mağarada düzenlenen törenle PKK'lı ilk grubun silah bırakma ve imha işlemi yapıldı. 

Töreni, DEM Parti, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Kongresi'nden (HDK) temsilciler, gazeteciler, sivil toplum kuruluşları ve pek çok kesimden bir grup izledi. İzleyiciler bölgeye güvenlik önlemleri altında alındı ve önceden bildirilenler dışındaki araçlar alınmadı. 

Silah bırakma töreninde, "Barış ve Demokratik Toplum Grubu"nun açıklaması okundu. Açıklamanın Türkçesini KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, Kürtçesini de Nedim Seven okudu.

Bölgede bulanan basın mensuplarının paylaşımlarına göre, sembolik törene 15 kadın ve 15 erkekten oluşan toplam 30 kişilik bir grup PKK'lı militanı silahları oluşturulan platformda yakıldı. 

Yarım saate yakın süren silah bırakma töreninin ardından 30 kişilik PKK'li grup, mağaralar bölgesine geri döndü.

Bahçeli'den övgü ve milli birlik mesajı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

"27 Şubat İmralı açıklamasıyla gündeme gelen Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'na muvafık ve müzahir şekilde bölücü terör örgütü PKK 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde 12’inci kongresini toplayarak örgütsel varlığını feshettiğini ve silahı bıraktığını ilan etmiştir.

Nitekim en son videolu mesajından da anlaşıldığı üzere PKK’nın kurucu önderliği sözünü tutmuş, taahhüdünün ardında durmuş, küresel ve bölgesel tehditleri zamanında görmüştür.

Bunun yanında DEM Parti sağduyulu ve sorumlu bir siyaset çizgisini koruyarak terörsüz Türkiye hedefine samimiyetle bağlı kalmış, dengeli ve isabetli söz ve değerlendirmelerle bin yıllık kardeşliğin safında yerini almıştır.

'Sağlam ve sağlıklı hamleler'

Bir devlet politikası halini alan 'Terörsüz Türkiye' kararlılığını bidayetinden itibaren sahiplenen ve her türlü özveriyi gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümeti süreci sonuna kadar sahiplenmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı hiçbir tahrike ve bozucu telkine kapılmadan siyasi dirayetini ve mücadele direncini bihakkın muhafaza etmiştir.

Terörsüz Türkiye hedefi sağlam ve sağlıklı hamlelerle mesafe almıştır.

Bugünden geçerli olmak üzere bölücü terör örgütü gruplar halinde silahları teslim etmeye, aynı zamanda kara bir dönemin kapanması hususunda tarihi nitelikli gelişmeler yaşanmaya başlamıştır.

'Fevkalade önemli günler'

Provokasyon ortamını canlı tutmak maksadıyla istismar, iftira ve inkâr yarışına giren siyasi ve ideolojik mahiyetli çevreler yeşeren umutlar, genişleyen barış ve huzur iklimi karşısında hayal kırıklığına uğramıştır.

Hakikaten hem Türkiye’miz hem de bölgemiz açısından fevkalade önemde günler yaşanmaktadır.

Pozitif ve yüreklere su serpen gelişmeler bir milattır ve bu kapsamda maşeri vicdan memnuniyet duymaktadır.

Terörsüz Türkiye; refah, güven ve huzur dolu bir geleceğin kulvarıdır. Terörsüz Türkiye; milli birlik ve dayanışmanın mutlak ve mütemadi kuvvesidir.

Silahların teslim işleminin belirlenmiş takvim içerisinde tamamlanmasıyla birlikte kötü anılar geride kalacak, yeni yüzyılın mimarı ve mihveri Türk milleti olacaktır."

Özel'den "barış, adalet ve demokrasi" mesajı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin "terörün ve şiddetin her türlüsünü tarihsel bir tutarlılık içinde reddettiğini ve barıştan yana olduğunu" ifade ederek, şunları kaydetti:

"Ülkemize çok ağır bedeller ödeten terörün ilelebet son bulması ortak irademizdir.

Terör örgütünün bugünkü sembolik silah bırakma adımını memnuniyetle karşılıyoruz. Sürecin bu noktaya gelmesinde emek ve katkıları olan başta rahmetli Sırrı Süreyya Önder olmak üzere tüm siyasilere ve tüm yetkililere teşekkür ediyoruz. Bu adımın, artık silahların tamamen susacağı bir dönemin başlangıcı olmasını diliyoruz.

Bu süreç; hiçbir parti, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan, milletten bir şey saklanmadan, Meclis çatısı altında, toplumsal mutabakat gözetilerek, hızlı ve kararlı adımlarla yönetilmelidir.

Adalet ve demokrasi

Türkiye’de tam bir barış ortamının tesisi ancak adalet ve demokrasiyle mümkündür. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyımların atandığı, Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan soruşturmaların sürdüğü, seçilmiş siyasetçilerin hukuk dışı yöntemlerle hapiste tutulduğu ve demokratik rekabetin sakatlandığı bir ortam toplumsal barışın baş düşmanıdır, iç cephemizi tahkim etmek gayretinin önündeki en büyük engeldir. 

Ülkemizin ihtiyacı; terörsüz ve demokratik Türkiye’dir. Refah için barış, barış için birlik, birlik için demokrasi ve adalet gereklidir.

Ortak geleceğimiz için, barış için katkı sunmaya ve mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz."

Dervişoğlu: 'Devletin muhatabı bu cani örgüt değildir'

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde terör örgütü PKK'nın sembolik silah bırakma törenine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, şöyle konuştu:

“Yapılan açıklamalara bir göz gezdirdim. Terör örgütü mensuplarının bazı açıklamaları var. Kendilerine düşen görevi yaptıklarını ve görev yapma sırasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait olduğunu söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nden ve TBMM’den yasal ve anayasal düzenlemeler bekliyorlar. Bunlar sürecin en başından itibaren söylediğim pazarlıkların açığa çıkma halidir. Türkiye’yi yönettiğini zannedenlerin büyük Türk milletinin geleceğinin ve beklentilerinin hilafına adımlar atmaları kabul edilebilir değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin muhatabı da bu cani örgüt değildir. Buna vesile olanların utanması gerekir.” ifadesini kullandı.

“Cambaza bak oyunudur”

Sembolik bir törenle Türkiye’nin ayağa kaldırıldığını belirten Dervişoğlu, şöyle devam etti:

“Silahlar sözde teslim edilmiş. O silahlar nereden gelmiş, silahlar kayıt altına alınmış mı, silahların balistik incelemesi yapılacak mı? Silahları oraya getirenler silahlarını bırakıyor ama örgüte olan mensubiyeti devam ediyor. Herhangi bir etkin pişmanlıktan yararlanmak için müracaatta bulunmuş mu? Bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla eşkıya kendini devlete muhatap kılmaya çalışıyor, bu devleti yönettiğini zannedenler de buna alet oluyor. Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Orta yerde bir tiyatro vardır. Tiyatro derken de biliyorum tiyatrocular alınganlık gösteriyor. Çünkü tiyatronun dahi bir ciddiyeti vardır. Bu cambaza bak oyunudur. Kimilerine göre ise belki komedi belki trajedidir. Ama bu devlet yönetmek değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddiyete ihtiyacı vardır.”

DEM Parti: "Demokratik, adil, eşit, özgür yaşama davettir"

DEM Parti Eş Genel Başkanları  silahlara veda törenini "demokratik, adil, eşit, özgür yaşama daveti" olarak niteledi. Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan imzasıyla yapılan ortak açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:

"Ortadoğu ve Türkiye 'nin yüzyıllık tarihinde dönüm noktalarından biri bugün yaşanıyor. İmralı'dan 26 yıl sonra gelen görüntülü barış çağrısı, bu toprakların kadım ruhuna seslenişin en güçlü ifadesidir.

İmralı'dan gelen çağrının ardından yapılan PKK'nın silah yakma töreniyle Kürt sorununun çözümü ve Demokratik Türkiye'nin inşası için yeni bir döneme giriliyor. PKK'nin silahlara veda kararı, sadece Kürt meselesinin değil, Türkiye'nin tüm sorunlarının demokratik yollarla çözüleceğinin güvencesini ortaya çıkarmıştır.

Barış ortak kazanç

PKK'lilerin silahlara veda töreni demokratik, adil, eşit, özgür yaşama davettir. Bu tören halklarımızın geleceğe dair umudunu büyütmüştür. Yüzyıllık acının sona erdiği, kardeşliğin zafer kazandığı günleri görme umudumuz artmıştır. Barış hepimizin ortak kazancıdır.

Bu mukaddes yolculukta hiçbir ferdi, hiçbir kesimi geride bırakmayacağız. Anadolu'nun bereketli topraklarından Trakya'nın verimli ovalarına, Karadeniz'in dalgalı kıyılarından Mezopotamya'nın kadim şehirlerine kadar her yurttaş bu demokratik dönüşümün şahidi ve ortağı olacaktır.

Kazanan halklar olacaktır. Kazanan eşitlik, demokrasi ve barış olacaktır. Bu süreci onurla, sabırla, inatla savunacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle, Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun 11 Temmuz 2025'te tarihi bir iradeyle başlattığı silahsızlanma ve demokratik siyasete geçiş hamlesini yürekten selamlıyoruz. Çünkü bu adım sadece Kürt halkının meşru özgürlük mücadelesinde değil, Türkiye'nin ve bütün Ortadoğu'nun barış, eşitlik ve demokratik dönüşüm arayışında veni bir dönemi başlatmaktadır.

Şimdi hep birlikte demokratik siyasi ve hukuki düzenlemeleri yaparak geleceğin demokratik Türkiye'si için adım atma zamanıdır, demokratik siyaset mücadelesini büyütme zamanıdır."