İran, ABD'nin üç nükleer tesisi vurmasının ardından Tel Aviv'i hedef alan kırk kadar füzeyi İsrail'e fırlattı. ABD, İran'ı misilleme konusunda uyardı. (Harita: HGK)

KONULAR

İran'ın misilleme olanakları nedir?

İran, ABD'nin en önemli üç nükleer tesisine yaptığı baskına tepki vermek için fazla beklemek zorunda kalmadı. 

Günün ilk ışıklarıyla birlikte, "büyük bir kırmızı çizginin aşıldığını" iddia eden Tahran rejimi, Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gourion havaalanını ve bir "biyolojik araştırma merkezini" hedef alan kırk kadar füzeyi İsrail'e fırlattı.

Evlerin ve binaların tamamen yerle bir olduğu kentin kuzey ve güneyindeki yerleşim bölgelerinde önemli hasar rapor edilmiş olsa da, İran'ın bu saldırılarının kapsamı nispeten sınırlı kaldı. İsrail acil servisleri, bugün 16 kişinin yaralandığını bildirdi.

ABD'nin çatışmaya dahil olmasıyla birlikte İran, artık dikkatini yeni hedeflere yöneltmek zorunda kalıyor.

ABD ordusu Orta Doğu'da en az 19 noktada bulunuyor ve bölgede 40 binden fazla Amerikan askeri var. Bu askeri varlık 7 Ekim'den ve Hamas'ın İsrail'e yönelik terör saldırısından bu yana önemli ölçüde güçlendirildi. Tüm bu altyapılar ve askerî personel, artık İran ordusunun olası bir misillemesinin hedefi haline gelmiş bulunuyor.

Katar, BAE ve Bahreyn'deki üsler

Bölgedeki en büyük Amerikan üssü Katar'daki El Udeid hava üssü. 1996'dan beri kullanılan bu üs 100'den fazla ABD uçağı ve İHA'sına ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 10 bin asker sürekli olarak burada görev yapıyor. Üs, ABD Merkez Komutanlığının (CENTCOM) ileri karargâhı olarak hizmet veriyor ve Suriye ve Afganistan'daki operasyonlarda merkezi bir rol oynuyor.

ABD'nin Bahreyn'de yaklaşık dokuz bin sivil ve askerî personele ev sahipliği yapan büyük bir deniz üssü de bulunmaktadır. ABD'nin bölgedeki askeri varlığının bir diğer kilit altyapısı da Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan ve keşif, istihbarat toplama ve muharip hava operasyonlarına destek odaklı stratejik faaliyetlere ev sahipliği yapan El-Dafra hava üssüdür. F-22 Raptor hayalet avcı uçağı gibi son teknoloji ürünü uçaklara ve insansız hava araçları ve AWACS sistemleri de dahil olmak üzere çeşitli gözetleme uçaklarına ev sahipliği yapmaktadır. Burası, 2022 yılında Husi füze saldırılarına hedef olmuştu.

Başlıca hedefler

ABD ordusu için bölgedeki en önemli üsler olan bu üsler yakında İran'ın başlıca hedefi haline gelebilir. İran Devrim Muhafızları, bugün ABD'yi "saldırgan kampın kavrayışının ötesinde (…) seçenekler kullanmakla tehdit etti”. İran’a göre, “bu toprakların saldırganları üzücü bir misilleme beklemeli".

İran ne ölçüde misilleme yapabilir?

İsrail'in 13 Haziran'da başlattığı saldırılarla zarar verme gücünün zayıfladığı göz önüne alındığında, İran'ın tehditlerini ne ölçüde hayata geçirebileceğini zaman gösterecek.

İran'ın desteğinden yararlanan Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasından bu yana İbrani devleti sadece Gazze'nin büyük bir bölümünü yok etmekle kalmadı, aynı zamanda Tahran adına Lübnan'dan topraklarını vuran Hizbullah'ı da yok etti. 

Yemen'deki Husi isyancılar Kızıldeniz'deki Amerikan gemilerine saldırma tehdidinde bulundu.

Tahran'ın eskiden 2 bin ila 3 bin arasında balistik füzeye sahip olduğu tahmin edilirken, artık "İran'ın halen stokta bulunan balistik füzelerinin sayısını tahmin etmek çok zor."

İsrail'e karşı İran’ın 400 civarında füze fırlattığı düşünülüyor. Ancak aynı zamanda İsrail, İran'ın gömülü balistik füze depolarını imha etmek için oldukça hedefli saldırılar da gerçekleştirdi" diyor Ifri Güvenlik Çalışmaları Merkezinde araştırmacı olan Héloïse Fayet. İran'ın bölgedeki askerî üsler ya da Büyükelçilikler gibi Amerikan çıkarlarına saldırması da elbette mümkündür, ancak bu da İran'a karşı gerilimi tırmandırıcı bir adım olur ve topraklarında yeni bir Amerikan saldırısına yol açma riski taşır."

Terörizmin cazibesi

ABD yine de bu tür bir tehdidi öngörmüştür. Örneğin Irak'ın başkenti Bağdat'taki Amerikan Büyükelçiliği 11 Haziran'da personel sayısını azaltmaya başladı ve bu azaltma hafta sonu hızlandı. 

ABD Donanması da 16 Haziran'da Güney Çin Denizi'nden ayrılarak Arap Denizi'ne giden USS Nimitz uçak gemisinin acil sevkiyatıyla bölgedeki varlığını güçlendirdi. 

USS Carl Vinson ve USS Thomas Hudner ile birlikte Umman Körfezi ile İsrail kıyıları arasında görev yapan ABD uçak gemisi sayısı üçe yükseldi. Bunlar, İran'ın askerî kabiliyetlerinin büyük ölçüde erişemeyeceği askerî hedefler. İran'ın ABD'ye savaş açacak konvansiyonel araçları neredeyse hiç yok, bu yüzden İsrail İran'a saldırabildi" diyor eski bir subay, deneme yazarı ve köşe yazarı olan Guillaume Ancel. 

Ona göre, Tahran'ın önünde iki seçenek var. Ya füze atacaklar ki operasyonun başlamasından bu yana geçen dokuz günde füze saldırılarının şimdilik etkileyici olmaktan uzak olduğu ve çok az zarar verdiği açık.

Askerî uzman, “Diğer olasılık ise İsrail ya da Amerikan çıkarlarının olduğu her yerde saldırı düzenlemek. Ne yazık ki sivil anıtları ve sinagogları korumak zordur ve İranlılar muhtemelen son yıllarda bolca finanse ettikleri terör örgütlerini kullanarak onları sağa sola saldırılar düzenlemeye zorlayacaklardır" diyor.

Hürmüz Boğazı'nın kapatılması

Amerikan ve İsrail çıkarlarına saldırmak Tahran'ın başvurabileceği tek seçenek değil, zira İsrail ile çatışmanın başlamasından bu yana Hürmüz Boğazını kapatmakla tehdit ediyor. "İran, etkin kapasiteye sahip olması halinde Hürmüz Boğazı'nı kapatma ve Amerikan askeri hedeflerine saldırma olasılığını ima etti ama sadece bu değil. 

Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü uzmanı David Rigoulet-Roze, “İran’ın potansiyel olarak sivil petrol altyapılarının da hedef alınma ihtimali var" diyor. Uzman, 2019'da Husilere atfedilen iki Suudi rafinerisine yönelik dron saldırılarının arkasında aslında İran'ın parmağı olduğunu söylüyor.

Ancak Hürmüz Boğazı'nın kapatılması Tahran için riskli bir karar olacak. Bölgeden her gün 20 milyon varilden fazla petrol geçmektedir ve boğazın kapatılması petrol akışının yüzde 20'sini etkileyebilir, bu da petrol ve gaz fiyatlarının yükselmesine neden olur. Bu açıdan bakıldığında İran'ın sorun yaratma gücü yadsınamaz, ancak rejimin kendi petrolünü İran'ın üretiminin yüzde 95'ini satın alan Çin'e ihraç etmesini engelleyeceği için iki ucu keskin olduğu da kanıtlanabilir. 

Tahran, kendisini önemli bir finansal talih kuşundan mahrum bırakmanın yanı sıra, ülkenin her zamankinden daha izole göründüğü bir bölgede ana ve nadir siyasi destekçilerinden birini gücendirme riskini de almış olacak.

Boğazın kapatılması için ilk adım atıldı

İran Parlamentosu, ABD'nin dün gece İran'ın üç ana nükleer tesisini bombalamasının ardından, küresel petrol taşımacılığı ve ticaret açısından kritik öneme sahip Hürmüz Boğazının kapatılması yönünde ilk adımı attı.

Parlamento, boğazın kapatılması teklifini bugünkü oturumla onaylarken, gözler İran'ın en üst düzey güvenlik organı Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyine çevrildi.

El Arabia'nın aktardığına göre, Hürmüz Boğazının kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin son kararı bu konsey verecek.

Küresel petrolün yaklaşık yüzde 20'si ve doğal gazın önemli bir kısmı Hürmüz Boğazından geçerek tüketici ülkelere ulaşıyor. Avrupa, Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal ediyor ve bunların büyük bir kısmı Hürmüz Boğazından geçiyor.

İran'ın bunu engellemesi halinde küresel petrol fiyatları yükselebilir ve Avrupa, özellikle Orta Doğu yakıtına bağımlı ülkelerde enerji sıkıntısıyla karşı karşıya kalabilir.

Petrol fiyatlarındaki ani bir artış enflasyonu ve enerji maliyetlerini arttırır ve Avrupa genelinde sektörleri sekteye uğratır. 

İmalat, ulaşım ve tarım sektörleri özellikle kırılgan olabilir. Piyasa tepkileri ve Avrupa borsalarındaki dalgalanma zincirleme bir etki yaratabilir.

Bir abluka, ABD, AB donanmaları ve Körfez ülkelerini kapsayan askerî çatışmaları tetikleyerek, daha geniş çaplı bir bölgesel savaş riskini de doğurabilir. 

Avrupa, NATO yükümlülükleri veya ittifaklar yoluyla, özellikle de Fransa veya İngiltere gibi ülkelerin bölgede donanma varlığını sürdürmesiyle çatışmanın içine çekilebilir.

Petrolün ötesinde, Boğaz küresel deniz taşımacılığı için kilit bir rota. Kesinti Avrupa'nın hammadde, elektronik ve tüketim malları ithalatını geciktirerek tedarik zincirlerini etkileyebilir. 

Nakliye için sigorta primleri artarak Avrupalı işletmeler ve tüketiciler için maliyetleri yükseltebilir.

ABD'den İran'a misilleme uyarısı

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth,  ABD Genelkurmay Başkanı General Dan Caine, ABD'nin İran'a düzenlediği saldırının ardından bugün Pentagon'da düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Hegseth, Amerikalı yetkililerin "Gece Yarısı Çekiç Operasyonu" olarak adlandırdıkları saldırının "inanılmaz ve muhteşem bir başarıyla" sonuçlandığını ifade etti. Operasyonun yedi B-2 uçağıyla düzenlendiğini kaydeden Hegseth, "İran'ın nükleer programına büyük hasar verdik. Operasyonda İran askerleri veya halkını hedef almadık" dedi.

Genelkurmay Başkanı General Dan Caine ise, ilk değerlendirmelere göre, saldırıların düzenlediği İsfahan, Fordo ve Natanz nükleer tesislerinde "aşırı derecede güçlü hasar" meydana geldiğini ifade etti. 

"Trump barış istiyor ve İran bu yolu seçmelidir" sözleriyle ülkesinin savaş istemediğini belirten Hegseth, "İran Trump'ın sözlerini dinlerse akıllılık eder" dedi.  Trump, İran'a misillemede bulunmaktan kaçınma çağrısında bulunmuş ve misilleme yapıldığı takdirde İran'ı daha sert bir biçimde vuracaklarını söylemişti.

Operasyon sırasında İran ordusuna ait uçaklarının uçmadığını ve İran hava savunma sistemlerinin kendilerini görmediğini söyleyen General Caine, "Güçlerimiz İran'ın olası misilleme saldırılarına karşı, ki bu çok kötü bir tercih olur, yüksek alarmdadır" diye konuştu.

Hegseth, bir gazetecinin İran rejimiyle ilgili sorusuna, "Bu misyon, rejim değişikliğiyle ilgili değildir. Trump bize, İran'ın nükleer programının ulusal güvenliğimize yönelttiği tehditleri bertaraf etme yönünde talimat vermiştir" dedi.